KUDÜS
Ebû Hüreyre (ra), Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu haber vermiştir:"İbâdet için) sadece şu üç mescide yolculuk yapılır: Mescid-i Harâm, Mescid-i Nebî ve Mescid-i Aksâ..."* (Buhârî, Müslim) Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksâ, fazilet bakımından üçüncü büyük mescit. Peygamberimizin İsrâ’sının bitiş ve Miraç’ın başlangıç noktası olan Aksâ’nın da yer aldığı Kudüs ise etrafıyla birlikte mübarek kılınmış bir kutlu belde. Müslümanların ve Ehl-i Kitâb’ın mukaddes bildiği Kudüs ve çevresi, yüzyıllar boyunca farklı inançların yönetim ve mücadele merkeziydi.Her karış toprağında nice nebiler ve velîlerin izlerini taşıyan Kudüs, 1917’de İngiltere’nin Filistin’i işgalinden sonra zor günler geçirdi. 1947’de İsrail’in kurulmasıyla birlikte aşamalı bir işgalle İsrail’in kontrolüne geçen Kudüs ve civar şehirlerde yaşayan Müslümanlar, özgürlüklerini de yavaş yavaş yitirdiler.
Abdullah bin Amr (Radıyallâhu Anh)tan rivâyet edildiğine göre, Peygamber Efendimiz (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Dâvûd (Aleyhisselâm)ın oğlu Süleyman (Aleyhisselâm) Beytü’l-Makdis’in binasını bitirince Allah Te‘âlâ’dan üç dilekte bulunmuştur:
1- İlâhî hükme uygun bir hüküm verme kudreti.
2- Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat.
3- Yalnız namaz kılmak için Mescidi Aksâ’yı kastedip gelen kimsenin annesinden doğduğu gün gibi günahlarının bağışlanması.
Peygamber (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) devamında buyurdu ki: “Süleyman (Aleyhisselâm)ın dilediği ilk iki şey kendisine verilmiştir. Üçüncü dileğinin de kendisine verilmiş olmasını umarım.”* (İbn Mâce, İkâmetü’s-Salât, 196)